NOTERLER HAKKINDA YAPILAN SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMA İŞLEMLERİ

NOTERLER HAKKINDA YAPILAN SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMA İŞLEMLERİNE İLİŞKİN AÇIKLAMA VE GÖRÜŞ

Yönetim Kurulunun 15.03.2022 tarihli ve 127 sayılı kararı uyarınca hazırlanan, noterler hakkında yapılan inceleme ve soruşturma işlemlerine ilişkin açıklama ve görüş aşağıda sunulmuştur.

NOTERLER HAKKINDA İZİN ALINMADAN SORUŞTURMA YAPILABİLDİĞİ

Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün “Noterler hakkında yapılan inceleme ve soruşturma işlemleri” konulu 01.01.2006 tarihli ve 14 sayılı genelgesinde açıklandığı üzere;

Noterin görevden doğan ve görevi sırasında işlediği iddia edilen suçlarından dolayı, ilgililerin şikâyeti veya Adalet Bakanlığının bildirimi üzerine ya da Cumhuriyet başsavcılığınca re’sen herhangi bir izin alınmadan soruşturma yapılabilmektedir.

(Noterler hakkında herhangi bir izin alınmadan soruşturma yapılmasına karşılık, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 58’inci maddesi ile Adalet Bakanlığı CİGM’nin 01.0112006 tarihli ve 13 sayılı “Avukatlar hakkında yapılan inceleme ve soruşturma işlemleri” konulu genelgede yer verildiği üzere, görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlardan dolayı avukatlar hakkında soruşturma yapılması ancak Adalet Bakanlığının izin vermesi halinde mümkün bulunmaktadır.)

SAVUNMANIN ALINMA ZAMANI

CİGM’nin 01.01.2006 tarihli ve 14 sayılı genelgesi uyarınca; Cumhuriyet başsavcılı­ğınca soruşturma yapılıp delillerin toplanmasından sonra ve bunun için de herhangi bir izne gerek olmadan noterin savunması alınmaktadır.

(Noterler hakkında herhangi bir izin alınmadan soruşturma yapıldığından bir izin aranmadan noterlerin savunmasının alınmasına karşılık, Adalet Bakanlığı CİGM’nin 01.0112006 tarihli ve 13 sayılı genelgesi uyarınca Bakanlık tarafından soruşturma izni verilmeden önce avukatın savunması alına­mamaktadır.)

SAVUNMANIN CUMHURİYET SAVCISI TARAFINDAN BİZZAT ALINIP ALINMA­YACAĞI

1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nda bir hüküm olmadığı halde, CİGM’nin 01.01.2006 tarihli ve 13 sayılı genelgesinin (I) numaralı maddesinde avukatlarla ilgili yapılacak olan inceleme ve soruşturmaların kolluk makam ve memurlarına bırakılmayarak bizzat Cumhuriyet başsavcısı ya da bu konuda görevlendireceği bir Cumhuriyet savcısı tarafından yapılacağı hükmüne yer verilmiş bulunduğundan, avukatların görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlardan dolayı zabıta tarafından savunmalarının alınması mümkün bulunmamaktadır.

1136 sayılı Avukatlık Kanununda bir hüküm olmamasına karşılık avukatlarla ilgili olarak Adalet Bakanlığınca genelge ile yapılan bu düzenleme noterlere tanınmamış ve CİGM’nin 01.01.2006 tarihli ve 14 sayılı “Noterler hakkında yapılan inceleme ve soruşturma işlemleri” konulu genelgesinde bu yönde bir açıklamaya yer verilmemiştir. Bu sebeple, noter­ler ile ilgili soruşturmalarda noterin savunması Cumhuriyet savcıları tarafından bizzat alındığı gibi, zabıtaya yapılan havale üzerine zabıta tarafından da alınabilmektedir.

SORUŞTURMA SONUNDA KOVUŞTURMA YAPILMASININ VEYA YAPILMAMA­SININ GEREKİP GEREKMEDİĞİNE KARAR VERİLMESİ

1512 sayılı Noterlik Kanunu madde 153’üncü maddesi uyarınca ve CİGM’nin 01.01.2006 tarihli ve 14 sayılı genelgesinde yer verildiği üzere; Cumhuriyet başsavcılığınca yapılacak soruşturma sonunda toplanan kanıtlar kovuşturma açılmasını gerektirir nitelikte ise kovuş­turma aşamasına geçilebilmesi (kovuşturma yapılabilmesi) için Adalet Bakanlığının izin vermesi icap etmektedir.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160 ve devamı maddeleri hükümleri uyarınca soruşturma yapma yetkisi Cumhuriyet savcısına ait bulunmasına ve bunun sonucu olarak da olayla ilgili kovuşturma yapılmasına yer olmadığına veya kovuşturma yapılması gerektiğine karar vermek de Cumhuriyet savcısının takdiri içinde olmasına karşılık, uygulamada bu kararlar verilmeden yapılan soruşturma sonunda, doğrudan KOVUŞTURMA İZNİ VERİLİP VERİLMEMESİ KONUSUNDA Cumhuriyet savcısının bu husustaki düşüncesini de içeren bir fezleke düzenlenerek Adalet Bakanlığına gönderilmektedir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 170’inci maddesi gereğince soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyor ve kovuşturma yapılmasını gerektiriyorsa, no­ter hakkında kovuşturmaya geçilebilmesi ve devam edilebilmesi için Noterlik Kanunu’nun 153’üncü maddesi gereğince Adalet Bakanlığının izin vermesi gerekmektedir. Adalet Bakanlığının görevi, soruşturmanın kovuşturmayı gerektirip gerektirmediğine karar vermek değil, Cumhuriyet savcısının yapılmasını gerekli gördüğü kovuşturmaya devam edilebilmesi için izin verip vermemektir.

Uygulamada, yapılan soruşturma sonucunda notere isnat edilen suçun oluşmadığının açık olarak anlaşılmasına rağmen, Cumhuriyet savcılarınca, yetkileri içinde olan takipsizlik kararını vermeleri yerine, kovuşturma yapılmasını gerektirecek delil bulunmamasına karşılık bu hususta da gereken değerlendirmenin yapılması için soruşturma evrakı fezlekeye bağlı olarak Adalet Bakanlığına gönderilmekte ve kovuşturma için izin talep edilmesi suretiyle işlem yapılmaktadır. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 172’nci maddesi gereğince, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi hâlinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verme yetkisinin Cumhuriyet savcı­sına ait bulunması, Noterlik Kanunu’nun 153 üncü maddesinde bahsedilen iznin, sadece kovuşturma yapılmasını gerektiren durumlar için öngörülmesi nedeniyle kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi hâlinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi gerekir. Bu karar itiraza tabi bir karardır.

Yeterli kanıt bulunup bulunmadığının değerlendirmesi Cumhuriyet savcısının görevi içinde olmasına karşılık, Cumhuriyet savcısı bu hususta bir değerlendirme yapamamakta, doğrudan değil, Adalet Bakanlığınca kovuşturma yapılmasına izin verilmemesi halinde takipsizlik kararı verebilmektedir. Ancak bu takipsizlik kararı delil yetersizliğine değil, kovuş­turma izni verilmemesi gerekçesine dayandığından noterin zan altında kalmasına yol açtığı gibi CMK’ ye uygun bir karar da değildir.

DEĞİŞİKLİK YAPILABİLECEK HUSUSLARA İLİŞKİN GÖRÜŞ

1-Noterlik Kanunu’nun 124’üncü maddesi “Adalet Bakanlığı, bir noter hakkında soruşturma yapılmasını gerektiren hallerde, soruşturmayı adalet müfettişlerine veya Cumhuriyet savcılarına yaptırır.”

Avukatlık Kanunu’nun 58’inci maddesi de “Avukatların avukatlık veya Türkiye Barolar Birliği ya da baroların organlarındaki görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlardan dolayı haklarında soruşturma, Adalet Bakanlığının vereceği izin üzerine, suçun işlendiği yer Cumhuriyet savcısı tarafından yapılır.”

Hükümlerini içermekte olup, her iki Kanunda da soruşturma konusunda zabıtaya ve­rilmiş bir görev yer almamakta, soruşturmaların Cumhuriyet savcılarınca yapılacağı belirtilmiş bulunmaktadır.

Her iki Kanun benzer hükümler içerdiği halde, Adalet Bakanlığı CİGM’nin 01.01.2006 tarihli ve 13 sayılı genelgesinin (I) numaralı maddesinde avukatlarla ilgili yapılacak olan inceleme ve soruşturmaların kolluk makam ve memurlarına bırakılmayarak bizzat Cumhuriyet başsavcısı ya da bu konuda görevlendireceği bir Cumhuriyet savcısı tarafından yapılacağı hükmüne yer verilmesine karşılık, aynı Genel Müdürlüğün “Noterler hakkında yapılan inceleme ve soruşturma işlemleri” konulu 01.01.2006 tarihli ve 14 sayılı genelgesinde bu yönde bir açıklamaya yer verilmemiştir.

Noterler ile ilgili soruşturmalarda noterin savunması Cumhuriyet savcıları tarafından bizzat alındığı gibi, zabıtaya yapılan havale üzerine zabıta tarafından da alınabilmektedir. Uygulamada, zabıtanın konulara yeterince vakıf olamaması ve zaman zaman noterlere karşı uygun olmayan davranışlar sergilenmesi sıkıntı yaratmaktadır.

1512 sayılı Noterlik Kanunu’nun 1 ve 72’nci maddeleri gereğince ilgililerin istemi üzerine, hukuki güvenliği sağlamak ve anlaşmazlıkları önlemek için işlemleri belgelendiren, yargıya bu yönü ile hizmet veren noterlerin de avukatlar gibi savunmalarının bizzat Cumhu­riyet savcıları tarafından alınması ve noterler ile avukatlar arasında oluşan bu farklılığın giderilmesi için yasal bir düzenlemeye gerek olmadığı, Adalet Bakanlığı CİGM tarafından Cumhuriyet başsavcılıklarına duyuru yapılmasının yeterli olacağı düşünülmektedir.

2-5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 172’nci maddesi gereğince, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi hâlinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verme yetkisinin Cumhuriyet savcısına ait bulunması, Noterlik Kanunu’nun 153’üncü maddesinde bahsedilen iznin sadece, Cumhuriyet savcısının kovuşturma yapılması gerektiğine karar vermesi durumunda buna devam edebilmesi için talep edilmesi nedeniyle kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi hâlinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi gerekir. Bu karar itiraza tabidir. İddiaların kovuşturmayı gerektirip gerektirmediği Cumhuriyet savcısının, kovuşturmaya devam edilip edilmeyeceğine de karar vermek Adalet Bakanlığının görevi içindedir.

Haklarında hiçbir delil bulunmayan noterler için CMK hükümleri doğrultusunda soruşturmayı yapan Cumhuriyet savcılarınca kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilebilmesinin mümkün hale getirilmesinin hem işlerin uzamasına engel hem de yasal bir uygulama olacağı, her soruşturma evrakının bir karar verilmeden Noterlik Kanunu’nun 153’üncü maddesi gereğince Adalet Bakanlığına gönderilmesinin CMK hükümlerine aykırı olduğu düşünülmektedir.

Takdirlerine saygılarımla arz ederim.04.04.2022

 

Haluk Necdet TEKİN

TNB Başkan Danışmanı