MURİS İLE MİRASÇILAR ARASINDA - BEDELSİZ MİRASTAN FERAGAT SÖZLEŞMESİ

 

Mirastan Feragat  Sözleşmesi yapmak isteyen (    ) adlı mirasçı şu  suretle söze başladı;” (    ) T.C. kimlik numaralı (    ) adlı murisimden bana intikal etmesi gereken tüm miras hak ve hissemden hiçbir bedel almaksızın, bedelsiz olarak diğer mirasçılar lehine tamamen feragat ettiğimi, bu nedenle murisimin vefatı halinde kendisinin mirasından hiçbir hak talep etmeyeceğimi, bu feragatımın alt soyumu da bağlayacağını, hiçbir baskı ve etki altında kalmaksızın, tamamen kendi istek ve irademle murisimin mirasından feragat ettiğimi beyan ederim.”  diye sözlerini bitirdi.

 

Diğer taraf (    ) adlı muris şu suretle söze başladı;” Ben de  (    ) T.C. kimlik numaralı (    ) adlı müstakbel mirasçımın yukarıdaki beyanlarını aynen kabul ediyorum. Kendisi hiçbir bedel ve karşılık almaksızın mirasımdan diğer mirasçılar lehine feragat etmiş olup, Müstakbel mirasçımın, benim ölümüm halinde, mirasımdan hiçbir hak talep etmeyeceğini, bu feragatının alt soyunu da bağlayacağını, hiçbir baskı ve etki altında kalmaksızın, tamamen kendi istek ve irademle mirastan feragatı kabul ettiğimi beyan ederim.”  diye sözlerini bitirdi.



MİRASTAN FERAGAT SÖZLEŞMESİ VE HÜKÜMLERİNE İLİŞKİN BAZI SORUNLAR

 

Feragat sözleşmesinin karşılıklı (ivazlı) veya karşılıksız (ivazsız) yapılması mümkün olmakla birlikte uygulamada genellikle karşılıklı yapılmaktadır. Karşılıklı feragatte mirasçının aldığı karşılık, Medeni Kanunun 565. maddesinin ikinci bendinde “Miras haklarının ölümden önce tasfiyesi maksadıyla yapılan kazandırmalar” olarak ifade edilmektedir. Bu ifadeden de anlaşılacağı üzere, feragatin bu türünde feragat eden mirasçı ileride doğması muhtemel olan miras hakkını peşinen almış olmaktadır. Bu noktada, mirasçının aldığı karşılığın ileride doğması muhtemel saklı payından az olmasının da bir önemi yoktur. Bu sebeple feragat eden mirasçı, aldığı karşılığın saklı payından daha az olduğuna ilişkin bir itirazda bulunamaz. Bunun gibi mirasbırakan da verdiği karşılığı daha sonra, feragat eden mirasçının mirasçı olmasını engelleyen şartlar meydana geldiğinde geri isteyemez.

 

Medeni Kanunumuzun 528. maddesinin üçüncü fıkrasına göre “bir karşılık sağlanarak mirastan feragat, sözleşmede aksi öngörülmedikçe feragat edenin altsoyu için de sonuç doğurur.” Bu düzenlemenin karşıt anlamına göre, feragatin ivazsız olması durumunda, feragat eden mirasçının altsoyu, mirasçılık sıfatını kaybetmez.

 

Bazı yazarlar bu düzenlemede yer alan “aksi sözleşmede öngörülmedikçe” ifadesinden hareketle, ivazsız feragat sözleşmelerinde de, feragat edenin altsoyunun mirasçı olmayacağının kararlaştırılabileceğini savunmaktadırlar. Ancak bizim de katıldığımız diğer görüşe göre, bu hükmündeki ifadeden karşıt kavram kanıtı yoluyla, bu yönde bir sonuç çıkarmak doğru değildir. Bize göre, bu yönde bir sonucun kabul edilmesi, yasada açık hükümolmamasına rağmen, yasanın saklı pay kurallarına yönelik düzenlemelerin özüne, yasada açıkça öngörülmeyen saik veya amaçlarla ihlaline imkan verebilecek niteliktedir. Ayrıca, Yasadaki saklı paya ilişkin düzenlemelerin Karşıt kavram kanıtı yöntemini kullanarak yorum yoluyla aşmak Kanuna karşı hile (contra legem) niteliğinde dahi kabul edilebilir.

 

 

Yrd. Doç. Dr. Hakan ALBAŞ

Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Öğretim üyesi

 


Ayiter/Kılıçoğlu, s. 145.

İsviçre Medeni Kanununda ise, Türk Hukukundaki düzenlemeden farklı olarak, feragatin ivazlı veya ivazsız olmasına bakılmaksızın, sözleşmede aksi kararlaştırılmadıkça, feragat edenin füruuna da etkili olacağı hükme bağlanmıştır. Bunun gerekçesi, feragat edenin yerine onun altsoyuna miras hakkı tanınması durumunda, feragat müessesesinden beklenen faydanın sağlanamayacak olması şeklinde açıklanmaktadır. Ancak İsviçre doktrininde bu düzenleme tarzının iyi olmadığı kabul edilmekte ve sistemi yumuşatmak amacıyla bazı çareler aranmaktadır, bkz. Saymen, s. 191; Ayiter/Kılıçoğlu, s. 146; Kocayusufpaşaoğlu, s. 206-207; Oğuzman, s. 166; Dural/Öz, s. 192.Kocayusufpaşaoğlu, s. 206; İmre, s. 268; Ayiter/Kılıçoğlu, s. 146.         Escher,