NOTERLİK İŞLEMLERİNDE NK 81. MADDE UYGULAMASI, T.C. KİMLİK NUMARASI, ADRES VE GÖREVİN DAİRE DIŞINDA YAPILMASI - HALUK NECDET TEKİN (TNB HUKUK DANIŞMANI)

HALUK NECDET TEKİN (T.N.B BAŞKAN DANIŞMANI) - TÜM MAKALELERİ


 

 

1- Noterlik Kanununun 81 inci maddesinin uygulaması:

 

 a) Noterlik işlemlerinde düzeltmenin sadece noterler tarafından yapılabileceği:

 

 b) Kesin satışı yapılan araçla ilgili satış sözleşmesine, araç üzerinde haciz olduğuna dair kaydın daha sonra düzeltme yoluyla konulamayacağı:

 

         c) İbranamelerle ilgili olarak da Noterlik Kanununun 81 inci maddesi gereğince işlem yapılacağı:

 

 ç) e-Şirket kuruluş sözleşmeleriyle ile ilgili düzeltme beyanlarının ne şekilde yapılacağı:

 

2- Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası:

 

 a) T.C. kimlik numarası kullanma zorunluluğu:

 

 b) Ülkemiz vatandaşlarına verilen T.C. kimlik numarasının aynı zamanda vergi kimlik numarası olduğu:

 

 c) Yabancılar kütüğüne kayıt edilen yabancılara verilen kimlik numarasının da aynı zamanda vergi kimlik numarası olduğu:

 

3- Noterlik işlemlerinde adres:

 
 a) Bilinen adresin işlem ilgilisince beyan edileceği, noterlerce doğrudan Adrese Dayalı Kayıt Sisteminden adres tespitinin yapılamayacağı,

     Bildirilen adrese çıkartılacak tebligatın yapılamaması halinde, iş sahibinin istemi üzerine adres tespitinin, noter tarafından Adrese Dayalı Kayıt Sistemine girilerek yapılabileceği:

 

 b) Vekil olarak işlem yaptıran avukatların ev adreslerinin iş kağıtlarına yazılmayacağı:

 

 4- Daire dışında işlem yapılması:

 

 a) Görevin daire dışında yapılabilme koşulu:

           

 b) Cezaevlerinde yapılan işlemlere ilişkin kağıtlarının cezaevi yöneticileri tarafından okunamayacağı:

 

 c) Noterlik Kanununun 83 üncü maddesindeki şartların var olması halinde, defter onaylama işlemlerin de daire dışında yapılabileceği:

 

5- Tatil günlerinde ve iş günlerinin tatil saatlerinde işlem yapılabilme koşulları:

 
       6- Noterlik işlemlerinde kullanılacak kimlikler:

 

7- Noterlik işlemlerinde kullanılacak hukuki işlem yapma yeteneğine ilişkin doktor raporları:

 

1- Noterlik Kanununun 81 inci maddesinin uygulaması:

 

Noterlik işlemlerinde çıkıntı, değiştirme, fesih, iptal ve düzeltmenin ne şekilde yapılacağı Noterlik Kanunu’nun 81 inci maddesinde açıklanmıştır. Bunun dışında konuya aşağıdaki genelge ve genel yazılarda da yer verilmiştir.

 

a) Noterlik işlemlerinde düzeltmenin sadece noterler tarafından yapılabileceği:

 

1512 sayılı Noterlik Kanununun 81 inci maddesinin 2 nci fıkrasında, “Tamam­lanmasından sonra bir noterlik işleminin değiştirilmesi veya feshi ve iptali veyahut evvelki işin nitelik ve değeri değişmemek şartıyla düzeltilmesi, evvelki işlemin yapıldığı şekilde yeni bir işlemle yapı­lır” hükmü yer almıştır.

1163 sayılı Kooperatifler Kanununa göre kurulan kooperatiflerin ana sözleşmelerinde yapılacak değişikliklerin de Noterlik Kanununun öngördüğü şekil ve usule uyularak yapılması gerekirken, noterlikçe onanarak ilgililerine verilen nüshaların, gerekli işlemin yapılması için  resmi makamlara verildiğinde, üzerinde düzeltme yapılarak kendi mühürleri ile mühürlenip kooperatif yöneticilerine verildiği ve noterlikteki nüshanın da aynı şekilde düzeltilmesinin istendiği öğrenilmiştir.

Yukarıda izah edildiği şekilde noterlik­çe düzenlenmiş ya da onanmış nüshalar üzerinde başka mercilerin yaptığı değişikliklere göre dairedeki nüshada değişiklik yapılmayacağının, Noterlik Kanununun 81 inci maddesi gereğince tamamlanan bir noterlik işleminde düzeltme yapılmasının ancak maddede belirtildiği şekilde noter tarafından yapılabileceğinin hatırda tutulması gerekmektedir. (1974/11 s. Gnl.)

 

b) Kesin satışı yapılan araçla ilgili satış sözleşmesine, araç üzerinde haciz olduğuna dair kaydın daha sonra düzeltme yoluyla konulamayacağı:

 

 Noterliklerde yapılan kesin araç satış sözleşmelerinin tamamlanmasından bir süre sonra; bazı iş sahipleri tarafından, bu satış sözleşmesine “sözü edilen oto (A) ya (satıcıya) lira borçlu olduğundan icranın sayılı dosyası ile haciz vazedilmiştir” ibaresinin eklenmesinin istenmekte olduğu, bu isteklerin bir kısım noterliklerce, yerine getirildiği öğre­nilmiştir.

 1512 sayılı Noterlik Kanununun 84 – 89 uncu maddeleri düzenleme, 90 -93. maddeleri de onaylama biçiminde yapılacak işlemlere ait kuralları belirtmiştir. Bu maddeler uyarınca düzenleme biçiminde yapı­lan işlemin aslı imzalanıp dairede bırakılacak örneği ilgiliye verildik­ten ve onaylama biçiminde olan işlemin imzalı aslının ilgiliye verile­rek, imzalı bir örneğinin dairede saklanmak üzere alıkonulması ile işlem tamamlanmış olacaktır.

 Tamamlanmış olan bir noterlik işleminin değiştirilmesi veya fesih ve iptali veyahut evvelki işin nitelik ve değeri değişmemek şartıyla düzeltilmesi, evvelki işlemin yapıldığı biçimde yeni bir işlemle yapılacağı Noterlik Kanununun 81 inci maddesi hükmüdür. Bu suretle yapılan yeni işlemin tarih ve numarasının noterlik dairesinde bulunan evvelki işleme ait kağıda yazılacağı; yeni işlem başka bir noterlikte yapılırsa, bu noterliğin yeni işleme ait kağıdın bir nüshasını, gerek­li açıklama yapılarak ilk işleme ait kağıda bağlanması için o işlemi yapan noterliğe gönderileceği öngörülmüştür. Görülüyor ki tamamlanmış işlem kağıdına sonradan işlem yapılması yasaklanmış ve yeni yapılması gerekli işlemle ilgisi konusun­da bazı koşullar konulmuştur.

 Bir taraf aracını satıp parasını aldığını, diğer tarafta taşıtı alıp parasını verdiğini beyan ile imzalayıp sözleşmeyi tamamladıktan son­ra, o iş kağıdı üzerinde yeni bir işlem niteliği taşıyan ve noterlikle ilgili olmayan ve 81/2. maddedeki işlem niteliğinde bulunmayan bir işlemin noterlikte yapılması olasılığı bulunmamaktadır.

 Kaldı ki, kanunlara uygun olarak, mülkiyeti muhafaza kaydıyla satış yapılması olasılığı varken, kanunların boşluğundan yararlanılarak, kesin satıştan sonra haciz işleminin yaptırılması gibi hileli yollara gidilmesini kanun himaye etmez.

 Bu nedenle, 81 inci maddeye aykırı ve noterliğe olan güvenci sarsıcı nitelikte olan taşıtların kesin satışlarını kapsayan iş kağıtlarına son­radan “hacizlidir şerhinin” düzeltme beyanı olarak yazılmaması gerekir. (1978/16 s. Gnl.)

 

 c) İbranamelerle ilgili olarak da Noterlik Kanununun 81 inci maddesi gereğince işlem yapılacağı:

 

TNB’ nin talep etmesi üzerine, Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün görüşünü içeren 2 Ekim 1975 gün ve 26363 sayılı yazıda;

“1512 sayılı Noterlik Kanununun 81 inci maddesinin ikinci fıkrasında, ‘Tamamlanmasından sonra bir noterlik işleminin de­ğiştirilmesi veya fesih ve iptali veyahut evvelki işin nitelik ve değe­ri değişmemek şartıyla düzeltilmesi, evvelki işlemin yapıldığı şekil­de yeni bir işlemle yapılır. Yani işlemin tarih ve numarası, noterlik dairesinde bulunan evvelki işleme ait kağıda yazılacağı’, maddenin son fıkrasında da, ‘yeni işlemin başka bir noterlikte yapılması ha­linde de, yeni işleme ait kağıdın bir nüshasının ilk işleme bağlan­ması için o işlemi yapan noterliğe gönderileceği’ hükme bağlan­mış bulunmaktadır.

Bu hükme göre bir noterlik işleminde, herhangi bir kayıt ve şartla bağlı olmaksızın değişiklik yapılmasını gerektiren yeni işle­min ilk işleme islenmesi veya eklenmesi zorunlu bulunmaktadır.

Bir noterlik işlemindeki borca ilişkin olarak sonradan yapılan ibranamenin, ilk işlemde yazılı borcun kaldırılması, başka bir ifa­de ile ilk işlemin değiştirilmesi veya iptali gibi bir sonuç doğuracağı tabiidir.

Kanun koyucunun bir işlemde sonradan vaki değişikliğin bu işleme kaydedilmesini zorunlu kılmaktaki gayesinin, işlemin ger­çek durumu yansıtmasını temine matuf olduğu da aşikardır.

Bu itibarla, ibranamelerin ibraya konu teşkil eden ve noterlikte yapılmış ilk işlemle birleştirilmesi için Noterlik Kanunu'nun 81 inci maddesi hükmü gereğince işleme tabi tutulmasının yerinde, buna paralel olarak tahsil olunan giderlerin de kanuni olacağı düşünülmektedir.” denildiğinden, ibranameye konu ilk işlem noterlik dairesinde bulunmakta ise ibranamenin tarih ve  numarası noterlik dairesinde bulunan önceki işleme ait kağıda yazılacak, ibranameye konu ilk işlem başka bir noterlikte ise,  ibranamenin bir nüshası ilk işleme bağlan­ması için ilk işlemi yapan noterliğe gönderilecektir. (1975/35 s. Gnl.)

 

ç) e-Şirket kuruluş sözleşmeleriyle ile ilgili düzeltme beyanlarının ne şekilde yapılacağı:

 

 Gümrük ve Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğünce Birliğimize gönderilen yazıyla; şirket ana sözleşmesinin tamamının noterlere sunulduğunun, ticaret sicil müdürlüklerince herhangi bir değişimin söz konusu olması halinde düzeltilen bölümün kullanıcı tarafından sisteme eklenmesi suretiyle yeni durumun noterler tarafından ana sözleşme üzerinden görülmesinin sağlandığının, bu değişimin görülmesi halinde gerekli düzeltme beyanının yapılması gerektiğinin bildirilmesi üzerine; konunun, Yönetim Kurulunun 10.04.2013 günlü  toplantısında görüşülmesi sonunda:

 Elektronik ortamda yapılan şirket kuruluşu sözleşmelerinde değişiklik talep edilmesi halinde, MERSİS numarasından şirket ana sözleşmesinin yeniden sorgulanmasını müteakip, sözleşme üzerinde yapılan değişiklikler kontrol edildikten sonra düzeltme beyanının buna göre hazırlanmasına,

 Noterlik Kanununun 81 inci maddesi gereğince tamamlanmasından sonra bir noterlik işleminin değiştirilmesinin yeni bir noterlik işlemi ile yapılması icap ettiğinden, bu düzeltme beyanına ilişkin giderlerin ayrıca alınmasına karar verilmiştir.

 

 Sözleşmenin onaylanması noterlikte yapılmış ise düzeltme işlemine ait tarih ve yevmiye numarasının sözleşmeye yazılması, sözleşmenin onaylanması başka bir noterlikte yapılmış ise düzeltme işleminin bir nüshasının o noterliğe gönderilmesi gerekmektedir. (2013/45 s. Gnl. Yz.)

2- Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası:

 

a) T.C. kimlik numarası kullanma zorunluluğu:

 

5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 47 nci maddesinin 2 nci fıkrasında yer alan “Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası kurumlar ile diğer gerçek ve tüzel kişilerin her türlü işlem  ve kayıtlarında yer alır.” hükmü ve Geçici 1. maddesinde yer alan “Kurumlar ve tüzel kişiler bu kanunun yayımı tarihinden itibaren iki yıl içinde mevzuatlarını, bu kanun hükümlerine uygun hale getirerek işlemlerinde kimlik numarasını kullanmak zorundadırlar.” hükmü gereğince, iki yıllık sürenin dolduğu 29.04.2008 tarihinden itibaren her türlü işlem ve kayıtlarda Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasının kullanılması zorunlu bulunmaktadır.

 

 (T.C. kimlik numarası, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 46’ncı maddesi gereğince kişiye bir defa verilmekte, değiştirilememekte ve bu numara üzerinden de kişinin diğer nüfus bilgilerine ulaşılabilmesi mümkün bulunmaktadır.)

 

 b) Ülkemiz vatandaşlarına verilen T.C. kimlik numarasının aynı zamanda vergi kimlik numarası olduğu:

 

29.08.2006 günlü ve 26274 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan ve TNB Yönetim Kurulu’nun 25.09.2006 günlü toplantısında görüşülen Maliye Bakanlığının 3 Seri No.lu Vergi Kimlik Numarası Genel Tebliği ile Türkiye Cumhuriyeti tabiiyetinde bulunan gerçek kişilerin Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaraları T.C. kimlik numarasına dönüştürülmüştür. Bu sebeple, noterlik işlemlerinde Türkiye Cumhuriyeti tabiiyetindeki gerçek kişiler için vergi numarası olarak sadece T.C. kimlik numarası kullanılacaktır. (2006/57 s. Gnl.)

 

c) Yabancılar kütüğüne kayıt edilen yabancılara verilen kimlik numarasının da aynı zamanda vergi kimlik numarası olduğu:

 

Bilindiği üzere; 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 8 inci maddesinin 1 inci fıkrasında “Türkiye’de herhangi bir amaçla en az doksan gün süreli ikamet izni alan yabancılar, Genel Müdürlükçe yabancılar kütüğüne kayıt edilir. Ancak, Türkiye’de yasal olarak bulunan yabancılar da talep etmeleri halinde yabancılar kütüğüne kayıt edilir. Bu kütüğe kayıt edilen yabancılar, her tür nüfus olayını nüfus müdürlüklerine beyan etmekle yükümlüdürler. Diplomatik misyon mensupları bu hükmün dışındadır.” hükmüne yer verilmiş ve 46 ncı maddesinin (2) nci fıkrasında da Türkiye'de kaydı tutulan yabancılara da Bakanlığın tespit edeceği esaslar içerisinde bir kimlik numarası verileceği belirtilmiştir.

22.05.2010 günlü ve 27588 sayılı Resmi Gazete' de yayımlanan Gelir İdaresi Başkanlığının 4  Seri No.lu Vergi Kimlik Numarası Genel Tebliği ile duyurulduğu üzere; 01.07.2010 tarihinden itibaren yabancı kimlik numarası bulunan yabancı uyruklu gerçek kişiler için noterlik işlemlerinde vergi kimlik numarası olarak yalnızca yabancı kimlik numarası kullanılacaktır. Yabancı kimlik numarası bulunmayan yabancı uyruklu gerçek kişiler ise vergi dairelerince kendilerine verilen on haneli rakamdan oluşan vergi kimlik numaralarını kullanacaklardır. (2010/13 s. Gnl.)

 

3- Noterlik işlemlerinde adres:

 

 a) Bilinen adresin işlem ilgilisince beyan edileceği, noterlerce doğrudan Adrese Dayalı Kayıt Sisteminden adres tespitinin yapılamayacağı,

Bildirilen adrese çıkartılacak tebligatın yapılamaması halinde, iş sahibinin istemi üzerine adres tespitinin, noter tarafından Adrese Dayalı Kayıt Sistemine girilerek yapılabileceği:

 

 İşlem ilgililerinin, muhatapların adreslerini bilmediklerini bildirmeleri ve talepleri halinde, noterlerce Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sisteminden adres tespiti yapılıp yapılamayacağı hususunda TNB’ ye yapılan başvurular Yönetim Kurulu’nda görüşülmüş ve alınan karar uyarınca konuya ilişkin olarak Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünden görüş istenmiştir.

 Adı geçen Genel Müdürlükçe gönderilen ve TNB Yönetim Kurulu’nun 12/03/2012 tarihli toplantısında görüşülen 2/2/2012 tarihli ve 1515-3025 sayılı cevap yazısında:

“… Tebligat Kanununun 10. maddesi ile Tebligat Tüzüğünün 13. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, Tebligat Kanununun 10. maddesinin "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en  son adresinde yapılır." şeklindeki ilk cümlesinde sözü edilen "şahsın bilinen en son adresinden" kastın, tebliğ isteyenin beyanına göre bilinen adres olduğu, buna göre noterlerce doğrudan Adrese Dayalı Kayıt Sisteminden adres tespitinin yapılmayıp, ilgili tarafından bildirilen adrese çıkartılacak tebligatın yapılamaması halinde, muhatabın Adrese Dayalı Kayıt Sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine tebligat yapılması gerektiği düşünülmektedir.” denilmiştir. *

 Bazı başvurular üzerine konu, TNB Yönetim Kurulu’nun 16.03.2012 tarihli toplantısında tekrar görüşülmüş ve aşağıdaki açıklamaların duyurulmasına da karar verilmiştir.

1) 7201 sayılı Kanunun 6099 sayılı Kanunla değişik 10’uncu ve 25 Ocak 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16’ncı maddeleri hükümleri gereğince:

Tebligat, öncelikle tebliğ isteyenin beyanına, muhatabın veya diğer ilgililerin bildirimlerine ya da mevcut belgelere göre belirlenerek muhatabın bilinen en son adresine çıkarılacaktır.

Bu adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, başkaca adres araştırması yapılmadan muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilecek ve tebligat buraya yapılacaktır. Ancak, tebliğ isteyenin talebi üzerine bilinen adrese tebligat çıkaran noterin, tebliğ işleminin yapılamaması halinde kendiliğinden muhatabın Adres Kayıt Sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine tebligat göndermesi veya bunun için önceden bir gider alması mümkün değildir. Kanunda yapılan değişiklikle iki yere birden tebliğ çıkarılması usulü getirilmemiş,  tebliğin yapılamaması halinde başkaca bir adres araştırması yapılmadan ikinci tebliğin gönderileceği yer belirlenmiştir. Bilinen adrese tebligat yapılamaması halinde, noter, ancak iş sahiplerinin talebi üzerine yukarıda belirtilen hükümler doğrultusunda ikinci tebligatı çıkarabilecektir.

Tebligatın yapılamaması üzerine işlem ilgililerinin, muhatapların Adres Kayıt Sisteminde bulunan adreslerini bilmediklerini bildirmeleri ve talepleri halinde, Adrese Dayalı Kayıt Sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, muhataba ait TC kimlik numarasının verilmesi kaydıyla noter tarafından sözü edilen sisteme girilmek suretiyle tespit edilebilecektir.

2) Bilinen adrese çıkarılan tebligatın, tebliğ edilememesi nedeniyle iade edilmesi üzerine, iş sahibinin başvurusu halinde Adres Kayıt Sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine gönderilecek tebligatla ilgili olarak, 1993/19 sayılı Genelge ile 2012/17 sayılı Genelge hükümleri uyarınca, bu işlemden dolayı tebligat gideri dışında başka bir gider tahsil edilmeyecektir. Bu durumda, ikinci kez gönderilen tebligatlarla ilgili olarak ilgilisinden alınan posta giderinin makbuz mukabili alınması yevmiye defterine ve muvazene defterine kaydedilmesi gerekmektedir.

3) Yukarıda belirtilen Yönetmeliğin 79’uncu maddesinde, bu Yönetmeliğe ekli  örneklere göre bastırılacak evrakın beyaz renkte, 16’ncı maddenin ikinci fıkrası uyarınca Adres Kayıt Sistemine göre düzenlenecek tebliğ zarfının ise açık mavi renkte olması gerektiği belirtildiğinden, tebligat zarflarının buna göre bastırılması ve açık mavi renkte bastırılacak zarfların üstüne de “Adres, muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresidir. Bu adrese tebligat yapılacaktır.” açıklamasının konulması gerekmektedir.

(2012/4, 5 ve 17 sayılı Genelgeler.)

 

(*NOT: Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin T. 11.2.2013 E. 2012/32459 K. 2013/3328 sayılı kararı da bu yöndedir.)

 

b) Vekil olarak işlem yaptıran avukatların ev adreslerinin iş kağıtlarına yazılmayacağı:

 

Bir Baro Başkanlığı Birliğimize yaptığı başvuruyla; vekil avukatlar tarafından yapılan ihtarname gibi karşı tarafa tebliği gereken işlemlerde avukatlara ait  ev adreslerinin iş kağıtlarına yazıldığını, bu durumun özel hayatın gizliliği içinde kalan bilgilerin işlemin muhatapları tarafından da görülmesine yol açtığını bildirmekle; konu, Yönetim Kurulunun 16.12.2011 tarihli toplantısında görüşülmüş ve vekil olarak noterliklerimizde işlem yaptıran avukatların, ev adreslerinin iş kağıtlarına yazılmamasına karar verilmiştir. (2011/119 s. Gnl. Yz.)

 

 4- Daire dışında işlem yapılması:

 

a) Görevin daire dışında yapılabilme koşulu:

           

Noterlik Kanununun 83 üncü maddesi gereğince;

Noterlerin, noterlik işlemlerini dairelerinde yapmaları asıl olmakla birlikte, işlemin dairede yapılması gecikmeye sebep olur veya başka bir zorluk arz ederse, sebebi iş kağıtlarında gösterilmek suretiyle daire dışında da işlem yapılabilmeleri mümkün bulunmaktadır.

 Aynı yetkiyi, işlemin yapıldığı tarihte öncelikle imzaya yetkili bulunan kimse de taşır.

 

Madde metninden anlaşılacağı üzere, işlemin daire dışında yapılabilmesi için:

a) İşlemin dairede yapılmasının gecikmeye sebep olması,

b) Ya da başka bir zorluk arz etmesi,

gerekir. Ayrıca, daire dışında yapılma nedeninin de iş kağıdında gösterilmesi zorunludur.

 

b) Cezaevlerinde yapılan işlemlere ilişkin kağıtlarının cezaevi yöneticileri tarafından okunamayacağı:

 

Cezaevlerinde noter veya vekilleri tarafından yapılan işlem kağıtlarının cezaevi yöneticileri tarafından okunmak istendiği ve bu durumun noterlik işlemlerinin gizliliği ilkesine aykırı düştüğü yolundaki başvuruların Adalet Bakanlığına intikal ettirilmesi üzerine, Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünce gönderilen ve TNB Yönetim Kurulu'nun 20.04.2000 günlü toplantısında görüşülen 05.04.2000 tarihli  ve 5588 sayılı yazıda;

“1512 sayılı Noterlik Kanununun 83 üncü maddesi hükmü gereğince, noterler, noterlik işlemlerini dairelerinde yaparlar, ancak, işlemin dairede yapılması gecikmeye sebep olur veya başka bir zorluk arz ederse, sebebi iş kağıdında gösterilmek suretiyle daire dışında da işlem yapılabilir. Aynı yetkiyi, işlemin yapıldığı tarihte öncelikle imzaya yetkili bulunan kimse de taşır.

Diğer taraftan, Noterlik Kanununun 55 inci maddesi hükmüne göre, noterlik evrak ve defterleri mahkeme, sorgu hakimliği ve cumhuriyet savcılıklarınca veya resmi daireler tarafından, konusu da belirtilmek suretiyle, noterlikte soruşturmaya yetkili kılınan kimselerce incelenebilir.

Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzüğün 91  inci maddesinin 2 nci fıkrasında “Hükümlü tarafından gönderilen ve kendisine gelen mektup, faks ve telgraflar; mektup okuma komisyonu bulunan kurumlarda bu komisyon, olmayanlarda kurumun en üst amirince denetlenir.”, 4 üncü fıkrasında ise, belirtilen istisna dışında “Hükümlü tarafından resmi makamlara veya savunması için avukatına gönderilen mektup, faks ve telgraflar denetime tabi değildir.” denilmektedir.    

Aynı Tüzüğün 84 üncü maddesinin 3 üncü fıkrasında da “Avukat ve noter ile görüşme, meslek kimliklerinin ibrazı üzerine, tatil günleri dışında ve çalışma saatleri içinde, bu iş için ayrılan görüşme yerlerinde, konuşulanların duyulamayacağı, ancak güvenlik nedeniyle görüşmenin görülebileceği bir biçimde yapılır.” hükmü yer almaktadır.

Görüldüğü gibi;

Gerek 1512 sayılı Noterlik Kanununda benimsenen noterlik evrak ve defterlerinin gizliliği prensibi gerekse Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzükte yer alan hükümlere göre noter veya vekilleri tarafından yapılan işlem kağıtlarının cezaevi yöneticileri tarafından okunmasının yasal dayanaktan yoksun olduğu düşünülmektedir." denildiğinden, kanunlara aykırı  işlem yapmamakla mükellef olan noterlerin cezaevlerinde bulunan hükümlü ve tutuklularla ilgili olarak yaptıkları işlemlerin cezaevi yöneticileri tarafından okunması mümkün bulunmamaktadır. (2000/20 s. Gnl.)

 

c) Noterlik Kanununun 83 üncü maddesindeki şartların var olması halinde, defter onaylama işlemlerin de daire dışında yapılabileceği:

 

TNB’ ye ulaşan tereddütler nedeniyle defter onay işlemlerinin daire dışında yapılıp yapılamayacağı Yönetim Kurulunun 20.10.1994 ve 10.11.1994 günlü toplantılarında görüşülmüştür.

Noterlik Kanunu’nun "Görevin daire dışında yapılması" başlıklı 83 üncü mad­desi gereğince, asıl olan, noterlik işlemlerinin noterlik dairesinde yapılmasıdır.

Şu kadar ki işlemin dairede yapılması gecikmeye sebep olur veya başka bir zorluk arz ederse, sebebi iş kağıdında gösterilmek suretiyle daire dışında da işlem yapılabilir. Diğer taraftan Noterlik Ücret Tarifesinin "Yol ödeneği" başlıklı 11 inci maddesinde, noterler ve imzaya yetkili vekillerinin noterlik dairesi dışında iş yap­maları halinde gerekli yol giderlerinden başka, her işten beher gün için ayrıca yol ödeneği alacakları öngörülmektedir.

Her defter tasdik işlemi, müstakil bir noterlik işlemi olup diğerlerinden ayrı bir yevmiye numarası taşır.

Bu itibarla Yönetim Kurulu’nca, Noterlik Kanunu'nun 83 üncü maddesindeki şartların var olması halinde, defter onaylama işlemlerinin daire dışında da yapılabileceğine ve yapılacak her defter tasdik işlemi için de ayrıca yol ödeneği alınması gerektiğine karar verilmiştir. (1994/77 s. Gnl.)

 

5- Tatil günlerinde ve iş günlerinin tatil saatlerinde işlem yapılabilme koşulları:

 

Bir sorumuza cevaben Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlü­ğünden gönderilen 30 Nisan 1990 Tarih ve 19801 sayılı yazıda:

“1512 sa­yılı Noterlik Kanununun 52 nci maddesinde Noterlerin tatil günlerinde ve iş günlerinin tatil saatlerinde sadece;

a) Vasiyetname tanzimi ve tasdikini,

b) Gecikmesinde zarar umulan noterlik işlemlerini, yapabilecekleri hükmü getirilmiştir.

Ancak tatil günü ve iş gününün tatil saatlerinde işlem yapılmasının sebebinin evrakta gösterilmesi ve yapıları işlemin, yevmiye defterinin ta­tilden sonraki ilk numarasına kaydedilmesi de yasa maddesinde öngörül­müştür.

Başvuran ilgilinin durumuna özgü olarak noterin yukarıdaki yasa maddesi çerçevesinde talebi değerlendirmesi ve işlemin gecikmesinde zarar umulacağını anlaması halinde tatil gün ve iş günü tatil saatlerinde işlem yapabilmesi hususundaki takdir ve sorumluluğun no­tere ait olacağı düşünülmüştür.

Tabiatıyla noter, gecikmede ne suretle zarar umulduğunu evrakta gösterecektir” denildiğinden, buna göre işlem yapılması icap etmektedir. (1990/36 s. Gnl.)

 

NOT:

Noterlik işlemlerinde kullanılacak kimlikler ile hukuki işlem yapma yeteneğine ilişkin doktor raporlarıyla ilgili genelge ve genel yazılara aşağıda belirtilen Genelgelerde ayrıntılı olarak yer verilmiş bulunduğundan ayrıca bu çalışma içinde yeniden açıklama yapılmamıştır.

 
Noterlik işlemlerinde kullanılacak kimlikler:

 

Konuya 02.03.2016 tarihli ve 3 sayılı Genelge’de ayrıca yer verilmiş bulunduğundan bu Genelge’ye bakınız.

 

Noterlik işlemlerinde kullanılacak hukuki işlem yapma yeteneğine ilişkin doktor raporları:

 

Konuya 02.03.2016 tarihli ve 4 sayılı Genelge’de ayrıca yer verilmiş bulunduğundan bu Genelge’ye bakınız.

 

 

Haluk Necdet TEKİN

TNB Eğitim, Sağlık,

Sosyal Güvenlik ve Yardımlaşma Vakfı

Hukuk Danışmanı