AZİL, İHTAR, İHBAR VE İSTİFA VE DİĞER TEBLİĞ İŞLEMLERİ HAK.BİRLEŞTİRİLMİŞ 21 SAYILI GENELGE

BİRLEŞTİRİLMİŞ GENELGELER DİZİNİ

Hukuki Danışmanlık – 45602        

Ankara, 15.10.2019

Özü: Azil, İhtar, İhbar ve İstifa ve Diğer Tebliğ İşlemleri

 

 

G E N E L G E

No. (21)

 

 

........................ NOTER ODASI BAŞKANLIĞINA

........................ NOTERLİĞİNE

 

 

Azil, ihtar, ihbar ve istifa ile ilgili tebliğ işlemlerine ilişkin olarak değişik tarihlerde duyurulan açıklamaları içeren genelge ve genel yazıların ayıklanmaları ile toplanmaları çalışması kapsamında hazırlanan bu genelge, Yönetim Kurulunun 11.10.2019 günlü toplantısında görüşülerek kabul edilmiştir.

Eski metinlerde geçen ve yürürlükten kaldırılan mevzuat güncellenmiş halde Genelge’ye işlenmiştir.

 

1-Genel olarak:

6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 42. maddesi gereğince, temsil olunan, hukuki bir işlemden doğan temsil yetkisini her zaman sınırlayabilir veya geri alabilir. Aynı Kanunun 512 nci maddesi gereğince de, vekâlet veren ve vekil, her zaman sözleşmeyi tek taraflı olarak sona erdirebilir. Bu durum, vekâlet verenin vekili azletmesi, vekilin ise vekillik görevinden çekilmesi (ayrılması) suretiyle yapılmaktadır.

Türk Borçlar Kanununun 42. maddesi gereğince, temsil olunan, bu hakkından önceden feragat edemez.

Azil ve vekillikten çekilme özel bir şekil şartına tabi olmamakla birlikte, iradenin karşı tarafa ulaşması gerekmektedir. Türk Borçlar Kanununun 45. maddesi gereğince, temsilci, yetkisinin sona ermiş olduğunu bilmediği sürece, temsil olunan veya halefleri, temsilcinin yapmış olduğu hukuki işlemlerin sonuçlarıyla bağlıdırlar.

 

2-Azilname, istifaname, ihtar, ihbarname ve dilekçelerde imza onayı yapılması  zorunluluğu olmadığı:

Azilname ve istifanamelerle ilgili olarak yaşanan tereddütler nedeniyle Adalet Bakanlığından görüş istenmesi üzerine gönderilen 21.7.1986 gün ve 23453 sayılı yazıda;

“ … Bilindiği üzere, azil, verilen temsil salahiyetinin ref'i dir. Bu hak temsil olunan kimseye ait olup bundan feragat edilmez. (Türk Borçlar Kanunu md. 42, 512)) Mahiyeti itibariyle azil bir taraflı irade beyanıdır ve muhatabına usulünce tebliği ile tekemmül eder. İstifa ise, intihap veya tayin ile iktisap edilen bir vazife veya memuriyeti bırakmak iradesini gösteren fiil v.s harekete denir. (Türk Hukuk Lügati)

Diğer taraftan, kanunlarımızda azli ve istifayı şekle bağlayan bir hüküm bulunmadığına göre; tek taraflı olan iradenin karşı tarafa duyurulmasının çeşitli yolları varsa da, ispat yönünden en uygun olanı noterlikler aracılığı ile yapılmasıdır. Azilname ve istifanamedeki imzalarında noter tarafından mutlaka onanması gerekmediği gibi ihtarname; ihbarname keşidesi yolu ile de azil ve istifa iradesinin muhataplara ulaştırılması mümkündür. Bu nedenle, tebliği istenilen azilname, istifaname, ihtar, ihbarname ve dilekçelerde imzaların da onaylanmasının istenmesi halinde imza onayının yapılması, istenmediği takdirde yapılmaması gerekmektedir.

 

3- Azilname düzenlenirken vekilin adresini bildirmesi gerektiği:

Bir soru üzerine Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünden gönderilen 07.09.1995 tarih ve 12514 sayılı yazıda;

“Karşı tarafa (vekile) ulaşması gerekli ve tek taraflı irade beyanı olan azlin hüküm ifade edebilmesi için vekilini azletmek isteyen vekâlet verenin, azilname düzenlenirken vekilin adresini bildirmesi ve vekilin adresinin işlem kâğıdına yazılmasının uygun olacağı düşünülmektedir.” denildiğinden, azledilen vekilin adresinin azleden tarafından bildirilmesi gerekmektedir.

 

4-Azilnamelerin        Tapu        ve        Kadastro        Genel        Müdürlüğüne bağlı        bölge müdürlüklerine değil doğrudan muhatap tapu müdürlüklerine gönderilmesi gerektiği:

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne bağlı bir Bölge Müdürlüğü Birliğimize gönderdiği yazıyla; noterliklerce düzenlenen bazı azilnamelerde, muhatapların belirli tapu müdürlükleri olmasına karşın, işlemlerin bu müdürlükler yerine bölge müdürlüklerine gönderildiğini belirterek, hak kaybına sebebiyet verilmemesi bakımından gereğinin yapılmasını talep etmekle, konunun Yönetim Kurulunun 06.11.2012 tarihli toplantısında görüşülmesi sonunda;

Noterliklerce düzenlenen azilnamelerde, muhatapların belirli tapu müdürlükleri olması halinde; sözü edilen işlemlerin, hak kaybına ve ilgililerin mağduriyetine sebebiyet vermemesi bakımından Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne bağlı bölge müdürlükleri yerine doğrudan muhatap tapu müdürlüklerine gönderilmesi hususunda gereken özenin gösterilmesinin duyurulmasına karar verilmiştir.

 

5-İdari mercilere noterlikler aracılığıyla ihtarname, ihbarname ve dilekçe  gönderilebileceği:

Birliğimizin başvurusu üzerine Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünce gönderilen 17.3.1993 tarih ve 12049 sayılı yazıyla;

"1- İdari mercilerin özel hukuk hükümlerine tabi olarak yaptıkları tasarruflarla ilgili şahısların idari merciler aleyhine noter kanalıyla ihtarname, ihbarname gönderebileceklerinin, 2- İdari mercilerin, idari işlemleri nedeniyle zarar gören ilgililerin, kanunen notere

verilen bir görev bulunmamasından dolayı idarî mercilere başvurulmasında noterin aracı olamayacağının”

Bildirilmesi üzerine bu görüş, yürürlükten kaldırılan 1993/27 sayılı genelge ile noterliklere duyurulmuştur.

Ancak bir noterimizin bu genelgenin iptali için Danıştay'da dava açması üzerine, Danıştay 8. Dairesi 1993 / 1657 Esas, 1994/1646 Karar sayılı 01.06.1994 günlü kararı ile 1993/27 sayılı genelgenin 2 nci maddesinin iptaline karar vermiştir. Adalet Bakanlığının temyizi üzerine, bu karar Danıştay idari Dava Daireleri Genel Kurulu'nun 1994/484 Esas, 1995/112 sayılı 10.03.1995 günlü kararı ile onanmakla 13.06.1995 tarihinde kesinleşmiştir.

Konunun, Yönetim Kurulunun 10.08.1995 günlü toplantısında görüşülmesi sonunda, HİGM’nin görüşü ve Danıştay kararı doğrultusunda;

"1- İdari mercilerin özel hukuk hükümlerine tabi olarak yaptıkları tasarruflarla ilgili olarak, şahısların idari mercilere noter kanalıyla ihtarname, ihbarname gön- derebileceklerine,

2- İdari mercilerin, idari işlemleri nedeniyle zarar gören ilgililerin, idari mercie başvurmasında noterin aracı olamayacağına yönelik 1993/27 sayılı genelgenin 2 numaralı bendinin iptaline karar verildiğinden, idari işlemleri nedeniyle zarar gören ilgililerin idari mercilere dilekçe ve ihtarname gönderilebileceklerine” karar verilmiştir.

 

6- İhtarname ve ihbarname tebliği işlemlerinde dikkat edilmesi gereken hususlar:

İhtarname ve ihbarname tebliği işlemleri ile ilgili olarak Birliğimizce Adalet Bakanlığına yapılan başvurular üzerine, adı geçen Bakanlıkça gönderilen (birleştirme nedeniyle yürürlükten kaldırılan 1982/50 ve 1983/13 sayılı genelgelerde yer alan) 5 Şubat 1979 tarihli, 2726, 14 Şubat 1979 tarihli, 3597, 07 Haziran 1979 tarihli, 16182 ve 11 Mart 1983 tarihli,

5942 sayılı görüşlerde;

“Vekil veya mümessilin sıfat ve yetkilerini belge ile kanıtlamaları halinde temsil ettikleri kişinin isim ve imzasını taşıyan ihtarname veya ihbarnamenin tebliğ işlemini noterde yaptırmaları mümkün bulunmaktadır. Onaylama işlemlerinde ise, ilgilinin veya vekilin kimliklerinin tespiti yanında, bunların iş kâğıdı altındaki imzalarını huzurda atmaları veya dışarıda atılmış ise imzanın kendilerine aidiyetini kabul etmiş olmaları gerekmektedir. Vekil veya mümessil, -imza onayı yaptırmak istemekte iseler- işleme temsil edilen adına bizzat imza koymaları gerekmektedir.

Kötü niyetli kişilerin başkalarının adını kullanarak noterliği aracı kılmak suretiyle noterliğe olan güveni sarsmalarını önlemek amacıyla -imza onaysız- ihtarname ve ihbarname tebliği işlemlerinde;

1-İlgilinin yahut da vekil veya mümessilinin huzurunun aranmasının,

2-İlgili, vekil ve mümessilin kimliklerinin elverişli belge ile tespit edilip, bu hususun iş kâğıdına verilecek şerhte belirtilmesinin,

3-Vekil veya mümessilden sıfat ve yetkisini gösteren belge aranılıp Noterlik Kanununun 79. maddesine göre işlem yapılması, ihtarname veya ihbarnamenin temsil edilen kişinin adı ve soyadı ile imzasını taşıması halinde de bu şekilde hareket edilmesinin,

4-Tebliğ belgesi altındaki imzanın ilgiliye aidiyetinin tespiti yolunda herhangi bir girişimde bulunulmamasının,

5-Kamu kuruluşları adına keşide edilecek ihtarname veya ihbarnameye imza koymuş olanların, resmi bir yazı ile noterlikte tebliğ işlemi yapmaya yetkili kıldığı kişinin istemi ile tebliğin yapılmasının ve yetki yazısının müstenidat olarak kabul edilmesinin, uygun olacağı düşünülmektedir” denildiğinden, buna göre işlem yapılması ve işlemin temsilci tarafından yapılması halinde, vekaletname veya yetki belgesinin ilgili kısımlarının çıkartılacak örneklerinin 1512 sayılı Kanunun 88/1 nci maddesi gereğince işlemin tüm nüsha ve örneklerine harçsız ve vergisiz olarak eklenmesi, 79 ncu maddede öngörülen koşulların da yerine getirilmesi gerekmektedir.

 

7- Banka hesap özetlerinin tebliğine ilişkin işlemler:

2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 68/b maddesi; “Madde 68/b – (Ek: 9/11/1988- 3494/4 md.) Borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen kredilerde krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde belirttiği adresine, borçlu cari hesap sözleşmesinde belirtilen dönemleri veya kısa, orta, uzun vadeli  kredi sözleşmelerinde yazılı faiz tahakkuk dönemlerini takip eden onbeş gün içinde bir hesap özetini noter aracılığı ile göndermek zorundadır. (Değişik son cümle: 17/7/2003- 4949/18 md.) Sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi hâlinde sonuç doğurur; yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi hâlinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır” hükmünü içermesi nedeniyle bankalar tarafından kredi kullananlara hesap özeti gönderilmektedir.

Türkiye Bankalar Birliği'nin başvurusu üzerine Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü'nün 21.11.2000 tarih ve 18401 sayılı yazısı ile bankalarca kredi ekstrelerinin müşterilere gönderilmesine ilişkin işlemlerden noterlerce farklı ücret alınmasının önlenmesi istenilmekle hesap özetlerinin tebliği konusu, Yönetim Kurulu'nun 14.12.2000 günlü toplantısında görüşülmüş, aşağıdaki hususların noterliklere duyurulmasının yararlı olacağı sonucuna varılmıştır.

Hesap özetlerinin gönderilmesi ihbarname niteliğinde bir tebliğ işlemi olduğundan, ihtarname ve ihbarname tebliği işlemleriyle ilgili olarak yukarıda açıklanan hususlar bunlar için de geçerli olmakla birlikte;

1)Tebliğ edilmek üzere bankalarca getirilecek her hesap özetinin üzerine, bunun muhatabına tebliğinin istendiğine dair banka yetkilisi veya yetkililerince imzalanmış bir yazı eklenmelidir.

2)İşlemi yaptıran kişilerin yetkili bulunduklarına dair bir belgenin aranması ve bunun müstenidat olarak işlem kâğıdına yazılması gereklidir.

3)Tebliğ işlemi için noterlikçe        işbu hesap özetinin hesap sahibine istek üzerine ve PTT marifetiyle tebliği tensip kılındı.” anlamında bir tensip yazısı yazılarak işlemin tamamlanması uygun bulunmuştur.

4)Hesap özetinin tebliği işlemlerinde, bankanın tebliğ isteyen yazılarından karşılaştırma ücreti, müstenidat şerhi ile tensip yazısından ise yazı ücreti, bunların dışında muhatap adedine göre harç, değerli kağıt bedeli ve tebliğ ücreti alınması gerekmektedir.

5-Her hesap özeti işleminin ihtiva edeceği satır ve sayfa adedinin farklılığı ve eklenecek müstenidata göre alınacak giderin farklı olabileceği dikkate alınmalıdır.

6-Tebligatların mümkün olduğunca aynı gün postaya verilmesine çalışılmalıdır.

 

8-“Yapı Denetimi Hizmet Sözleşmelerine” ilişkin fesih ihbarnameleri:

Yapı denetimli inşaatlarla ilgili olarak düzenlenen “Yapı Denetimi Hizmet Sözleşmelerine” ilişkin fesih ihbarnamelerinin Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürlüğü'nün 27.12.2006 tarih 4161 no.lu genelgesinde açıklandığı şekilde yapılmaması ve ilgili noterler tarafından belediyelere gönderilmemesi nedeniyle de çeşitli sıkıntılar yaşandığı Birliğimize ulaşan bilgilerden anlaşılmakla konu, Yönetim Kurulu’nun 04.04.2008 ve 16.5.2011 tarihli toplantılarında görüşülmüştür.

Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürlüğünün 27 12.2006 tarih 4161 no.lu genelgesinden sonra, 5 Şubat 2008 tarihli Resmi Gazete’de Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği yayımlanmış ve genelgede yer alan bazı hükümler değişmiştir.

Bu Yönetmeliğin: 23. maddesinin 5. fıkrasında “Yapı denetim hizmet sözleşmesinin, tek taraflı olarak feshi veya yapı sahibi ve yapı denetim kuruluşunun karşılıklı anlaşmasıyla feshi durumunda, fesih işlemi, noter ihbarnamesi ile karşı tarafa, ilgili idareye, ilgili Bayındırlık ve İskân Müdürlüğüne dağıtımlı olarak bildirilmek suretiyle yapılır.” hükmü bulunmakta,

3. maddesinde ise ilgili idare “Belediye ve mücavir alan sınırları içindeki uygulamalar için büyükşehir belediyeleri ile diğer belediyeleri, bu alanlar dışında kalan alanlarda valilikleri, yapı ruhsatı ve kullanma izin belgesi verme yetkisine sahip diğer idareleri,” şeklinde tanımlanmıştır.

Yönetmeliğin bu hükmü uyarınca, yapı denetim hizmet sözleşmesinin, tek taraflı olarak feshi veya yapı sahibi ve yapı denetim kuruluşunun karşılıklı anlaşmasıyla  feshi durumunda, fesih işleminin, noter ihbarnamesi ile karşı tarafa, ilgili idareye, ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Müdürlüğüne gönderilmesi gerekmektedir.

 

9- İl Yapı Denetim kuruluşundan ayrılmak isteyen denetçi mimar, denetçi  mühendis, kontrol ve yardımcı kontrol elemanlarının istifa tebliğ işlemleri:

5 Şubat 2008 tarihli Resmi Gazete’de Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliğinin 16 ncı maddesinin (8) inci bendinde; “(Değişik ibare- R.G.: 5.2.2013 - 28550 / m.12) ‘İl Yapı Denetim’ kuruluşundan ayrılmak isteyen denetçi mimar, denetçi mühendis, kontrol ve yardımcı kontrol elemanları, bu isteklerini noterlikçe keşide edilecek bir istifaname ile yapı denetim kuruluşuna ve (Değişik ibare- R.G.: 5.2.2013 - 28550 / m.12) “İl Yapı Denetim Komisyonu”na bildirirler. Bu durumlarda bildirimle ilgili kanuni süreler, istifanamenin tebliğ tarihinden itibaren başlar” hükmüne yer verilmiştir.

Ankara Valiliği Bayındırlık ve İskân Müdürlüğünce (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Müdürlüğü) Birliğimize gönderilen ve Yönetim Kurulumuzun 20.06.2008 tarihli toplantısında görüşülen 09 Mayıs 2008 tarihli 2945 sayılı yazıda;

“4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun gereğince, Yapı Denetim kuruluşlarında görev yapan proje ve yapı denetçisi mimar ve mühendisler ile yardımcı kontrol elemanı olarak görev yapan mimar ve mühendislerin görev yaptıkları Yapı Denetim Kuruluşundan istifaları Bayındırlık ve İskân İI Müdürlüğümüzce yapılmaktadır.

4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunu'nun 7. maddesi ve Uygulama Yönetmeliğinin 16. maddesinin (8) bendi gereğince: istifaların, noterlikçe keşide edilecek bir istifaname ile yapılacağı öngörülmüştür.

Bu nedenle; proje ve yapı denetçileri ile yardımcı kontrol elemanları için noterlerce düzenlenecek istifanamelerde:

1-Yapı denetim firmasının; adı, dosya numarası ve adresi,

2-Denetçi mimar ve mühendislerin; denetçi belge no.su, mesleği, oda sicil numaraları,

3-Yardımcı kontrol elemanı mimar ve mühendislerin mesleği, kayıtlı oldukları oda sicil numaralarının,

mutlaka yazılmasına dikkat edilmesi yapılacak işlemlerin doğru ve zamanında yapılmasına imkan verecektir” denildiğinden, buna uygun olarak işlem yapılması ve sözü edilen istifanamelerin yapı denetim kuruluşu ile İl Yapı Denetim Komisyonuna tebliğ edilmesi gerekmektedir.

 

10- Siyasi partilerden istifa edilmesine ilişkin tebliğ işlemlerinin Yargıtay  Cumhuriyet Başsavcılığına da bildirileceği:

Siyasi partilerden istifa edilmesine ilişkin tebliğ işlemlerinin, siyasi partiler yanında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına da bildirilip bildirilmeyeceği hususunda görüşü sorulan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, Birliğimize gönderdiği 20.10.2014 gün ve 51047475/967 sayılı cevabi yazıda;

“Siyasi parti üyeliğinin sona erdirilmesi konusuyla ilgili izlenecek yöntem Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının internet sitesinde açıklanmış olup, buna göre;

a)Üyelik kaydını sildirmek isteyen şahsın istifa dilekçesini ilgili siyasi parti teşkilatına vermesi ve siyasi parti genel merkezi tarafından bu istifanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilmesi şeklinde,

b)Noter aracılığıyla yapılan istifaya ilişkin başvuruların, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Siyasi Partiler Bürosuna posta yoluyla veya faks kaydıyla iletilmesi biçiminde,

c)İlçe seçim kurulu başkanlıklarına ilgilinin kimliği ile birlikte şahsen dilekçe ile başvurarak kendi isteği olmadan herhangi bir siyasi partiye üye kaydedildiğini ve üyeliğinin silinmesini talep etmesi halinde, kimlik tespitinin dilekçe üzerinde yapıldıktan sonra, siyasi parti üyelik kaydının silinmesi için belgelerin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesi şeklinde,

d)Veya ilgilinin kimliği ile birlikte şahsen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Siyasi Partiler Bürosuna başvurarak istifa dilekçesi vermesi halinde istifa talebi işleme alınmaktadır.

Yukarıda sıralanan yöntemler izlenmekle birlikte, kişilerin noter aracılığıyla siyasi parti üyeliğinden istifa etmeleri halinde, noter tarafından istifanın ilgili siyasi parti yanında, kayıtların sağlıklı ve güncel bir şekilde tutulması bakımından, istifa isteminin bir örneğinin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına da bildirilmesinde herhangi bir sakınca bulunmamaktadır” denildiğinden, noterliklerde düzenlenecek siyasi parti üyeliğinden ayrılma istemine ilişkin istifanamelerin, siyasi parti yanında bir örneğinin de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesi gerekmektedir.

 

11- Elektronik imza ile imzalanmış ihtarname, ihbarname gibi tebliğ işlemlerinde  elektronik imzanın doğruluğunun noterlikçe araştırılması gerekmediği:

Bir Kurum’un Adalet Bakanlığına yaptığı başvuru üzerine, Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünce Birliğimize gönderilen 27.12.2013 tarihli ve 109/11721 sayılı yazıyla; “Noter kanalıyla gönderilmek üzere hazırlanıp güvenli elektronik imza ile tanzim edilen ihtarname metinlerinin, elle atılan imza ile oluşturulan ihtarnameler ile aynı hukukî sonucu doğuracağı ve işlem ilgilisi veya vekili tarafından sunulan elektronik imzalı belgenin güvenli elektronik imza ile oluşturulmuş olup olmadığının da noter tarafından resen incelenmesi gerektiğinin düşünüldüğünün” bildirilmesi üzerine, sözü edilen görüşün, imza onaysız tebliğ işlemleriyle ilgili uygulama ile bağdaşmaması nedeniyle Yönetim Kurulunun 20.04.2015 tarihli toplantısında alınan karar uyarınca, HİGM ‘den görüşün yeniden değerlendirilmesi istenmiştir.

Adı geçen Genel Müdürlükçe gönderilen 16.11.2015 tarihli ve 4698/15364 sayılı cevap yazısında: Noterlik Kanununun 70 inci maddesi gereğince, tebliği istenilen el ürünü imzayı içeren bir belgenin (ihtar, ihbar, istifa ve bunun gibi) imza onayı yapılmadan noterlik kanalıyla tebliğ edilmesinin talep edilmesi hali gibi mevzuata göre imza kontrolünün gerekmediği durumlarda, işlemi yaptıran kişinin veya kuruluş yetkilisinin kimlik ve yetki belgelerinin alınmasıyla yetinilebileceği, elektronik imza için de bir kontrol gerekmeyeceği düşünülmektedir” denildiğinden, elektronik imza ile imzalanmış ihtarname, ihbarname gibi tebliğ işlemlerinde elektronik imzanın doğruluğunun noterlikçe araştırılması gerekmemektedir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim. Saygılarımla,

 

 

Dursun CİN

Başkan

 

 

 

15/10/2019 H. Danışmanlık Personeli : F.KORKMAZ

15/10/2019 Hukuki Danışman        : Ş.ARTAR

15/10/2019 Genel Sekreter Yard.        : B.EMEL

15/10/2019 Genel Sekreter        : İ. GÜL

 

 

YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILAN GENELGE VE GENEL YAZILAR:

20.12.1982 – (50), 28.04.1983 – (13), 28.12.1988 – (86), 18.01.1989 – (13), 9.4.1993 –  (27),  22.08.1995  –  (55),  03.10.1995  –  (72),  28.05.1998  –  (16),  20.12.2000  –  (65), 09.04.2008 – (10), 18.05.2011 – (2) sayılı genelgeler,
02.05.2000-H (44), 19.10.2000-H (91), 25.06.2008-H (73), 12.11.2012-H (112),
06.11.2014-H (110), 18.01.2016-H (6) sayılı genel yazılar Yürürlükten kaldırılmıştır.

Yürürlükten kaldırılan genelge ve genel yazılara, TNB internet sayfasında yer alan “YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILAN GENELGE VE GENEL YAZILAR” bölümünden ulaşılabilir.